manevî kuvvet, sizlerdeki ihlastan geldiğine kat’iyen şüphem kalmadı.

Hem itiraf ediyorum ki samimi ihlasınızla, şan ve şeref perdesi altında nefsimi okşayan riyadan beni bir derece kurtardınız. İnşâallah tam ihlasa muvaffak olursunuz, beni de tam ihlasa sokarsınız.

Bilirsiniz ki Hazret-i Ali (ra) o mu’cizevari kerametiyle ve Hazret-i Gavs-ı A’zam (ks) o hârika keramet-i gaybiyesiyle, sizlere bu sırr-ı ihlasa binaen iltifat ediyorlar ve himayetkârane teselli verip hizmetinizi manen alkışlıyorlar. Evet, hiç şüphe etmeyiniz ki bu teveccühleri, ihlasa binaen gelir. Eğer bilerek bu ihlası kırsanız onların tokadını yersiniz. Onuncu Lem’a’daki şefkat tokatlarını tahattur ediniz.

Böyle manevî kahramanları arkanızda zahîr, başınızda üstad bulmak isterseniz

وَيُؤْثِرُونَ عَلٰٓى اَنْفُسِهِمْ

sırrıyla ihlas-ı tammı kazanınız. Kardeşlerinizin nefislerini nefsinize; şerefte, makamda, teveccühte, hattâ menfaat-i maddiye gibi nefsin hoşuna giden şeylerde tercih ediniz.

Hattâ en latîf ve güzel bir hakikat-i imaniyeyi muhtaç bir mü’mine bildirmek ki en