Malûmdur ki bir adamın bir günde harap ettiği bir sarayı, yirmi adam yirmi günde yapamaz ve bir adamın tahribatına karşı yirmi adam çalışmak lâzım gelirken şimdi binler tahribatçıya mukabil, Risale-i Nur gibi bir tamircinin bu derece mukavemeti ve tesiratı pek hârikadır. Eğer bu iki mütekabil kuvvetler bir seviyede olsaydı onun tamirinde mu’cizevari muvaffakıyet ve fütuhat görülecekti.

Ezcümle: Hayat-ı içtimaiyeyi idare eden en mühim esas olan hürmet ve merhamet gayet sarsılmış. Bazı yerlerde gayet elîm ve bîçare ihtiyarlar ve peder ve valideler hakkında dehşetli neticeler veriyor. Cenab-ı Hakk’a şükür ki Risale-i Nur bu müthiş tahribata karşı, girdiği yerlerde mukavemet ediyor, tamir ediyor.

Sedd-i Zülkarneyn’in tahribiyle, Ye’cüc ve Me’cüclerin dünyayı fesada vermesi gibi; şeriat-ı Muhammediye (asm) olan sedd-i Kur’anînin tezelzülüyle Ye’cüc ve Me’cüc’den daha müthiş olarak ahlâkta ve hayatta zulmetli bir anarşilik ve zulümlü bir dinsizlik fesada ve ifsada başlıyor.

Risale-i Nur’un şakirdleri, böyle bir hâdisede manevî mücahedeleri, inşâallah zaman-ı sahabedeki gibi az amelle, pek çok büyük sevap ve a’mal-i salihaya medar olur.

Aziz kardeşlerim! İşte böyle bir zamanda, bu dehşetli hâdisata karşı, ihlas kuvvetinden sonra bizim en büyük kuvvetimiz; iştirak-i a’mal-i uhrevî düsturuyla birbirimize kalemler ile her birinin a’mal-i saliha defterine hasenat yazdırdıkları gibi lisanlarıyla her birinin takva kalesine ve siperine kuvvet ve imdat göndermektir.

Ve bilhassa fırtınalı tehacüme hedef olan bu fakir ve âciz kardeşinize, bu mübarek şuhur-u selâsede ve eyyam-ı meşhurede yardımına koşmak, sizin gibi kahraman ve vefadar ve şefkatkârların şe’nidir. Bütün ruhumla bu imdad-ı manevîyi sizden rica ediyorum. Ve ben dahi iman ve sadakat şartlarıyla, Risale-i Nur talebelerini bütün dualarıma ve manevî kazançlarıma, yirmi dört saatte, iştirak-i a’mal-i uhreviye düsturuyla, bazen yüz defadan ziyade Risale-i Nur talebeleri unvanıyla hissedar ediyorum.

Said Nursî

***