بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ

اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ

Aziz, sıddık kardeşlerim!

Bu parça hem Lâhika’ya hem İ’caz-ı Kur’an’ın âhirine yazılacak. Birkaç gün sonra ehemmiyetli bir parçayı da göndereceğiz.

Mübarek ramazanın Leyle-i Kadir sırrıyla, seksen üç sene bir ömr-ü manevî kazandırması sırr-ı hikmetiyle ve Risale-i Nur’un şakirdlerindeki sırr-ı ihlasla tesanüd ve iştirak-i a’mal-i uhrevî düsturuyla her bir sadık şakird, o fevkalâde manevî kazancı elde edeceğine gayet kuvvetli bir delili budur ki: Bu daire içinde kırk bin belki yüz bin hâlis, hakiki mü’minlerin içinde hakikat-i Leyle-i Kadri elde edecek bir iki, on yirmi değil belki yüzlerin elde etmesi ihtimali kavîdir.

Sırr-ı ihlasla ve iştirak-i a’mal-i uhrevî düsturunun sırrıyla biz ve siz bu hakikate müteveccihen, bu ramazan-ı şerifte her birimiz umumun hesabına ve umum arkadaşları içinde kendini farz edip nun-u mütekellim-i maalgayr yani daima

اَجِرْنَا اِرْحَمْنَا وَاغْفِرْلَنَا وَوَفِّقْنَا وَاهْدِنَا

وَاجْعَلْ لَيْلَةَ الْقَدْرِ فٖى هٰذَا الرَّمَضَانَ خَيْرًا فٖى حَقِّنَا مِنْ اَلْفِ شَهْرٍ

gibi kelimelerde نَا içinde umum kardeşlerini niyet etmektir. Ve bilhassa en zayıf olan bu kardeşinizi, ağır vazifesinde o hususi niyetle yardım etmektir.

***

Aziz, sıddık kardeşlerim!

Hem sizi hem bizi hem Risale-i Nur dairesini ve hususan kahraman Tahir’i, bu Virdü’l-A’zam-ı Kur’anî’nin bu tarzda zuhura gelmesiyle tebrik ediyoruz. Evet, bunun tabında iki emr-i azîm var:

Birisi: Mu’cizatlı Kur’an-ı Hakîm’in ve kerametli Risale-i Nur’un tablarına matbaada görülmemiş bir çığır açtı.