hediyesi, ilerideki kıymettar hizmetlerini ihsas ederek büyük bir mevki aldı. Allah ondan razı olsun, âmin!

Risale-i Nur’un erkân-ı mühimmesinden ve resail içinde sualleriyle ehemmiyetli bir mevki tutan ve onunla beraber manen yaşayan kardeşimiz Re’fet Bey’in mektubuyla ve Gül Fabrikasının Gül-ü Muhammedî (asm) bahçesini yetiştiren Hüsrev’in mektubuna ayrı birer mektubla cevap yazmak isterdim fakat şimdilik vakit müsaade etmedi.

***

Aziz, sıddık kardeşlerim!

Sizin mektublarınızdan o kadar mesrur oldum ki tarif edemem. Hususan Hüsrev’in çok kıymettar iki mektubunda, Hacı Hâfız’ın köyünde Risale-i Nur’un pek fevkalâde bir surette tevessüü, o iki mektubu nusha gibi ve bir hüccet-i kātıa gibi saklayıp bu havalideki talebelere bir tâziyane-i teşvik olarak gösteriliyor.

Risale-i Nur, Kur’an’ın bir mu’cize-i manevîsi olduğu gibi; Hüsrev’in kalemi de Risale-i Nur’un pek kuvvetli bir kerameti olduğunu buraca her gün tasdik ediyoruz. Hüsrev’in mektubuna karşı uzun mektub yazmak istiyorduk, arzumuza muvaffak olamadık.

Mübarekler kahramanlarından Küçük Ali’nin mektubu da bana büyük bir ümit verdi. Merhum Abdurrahman’ın elhak tam bir halefi olan kıymettar ve mübarek büyük kardeşi olan Mustafa Hulusi’nin, Hâfız Ahmed isminde mübarek bir mahdumu, peder ve amcaları sisteminde Risale-i Nur’a hizmet etmesi, yeniden Abdurrahman dünyaya gelmesi kadar beni müferrah etti.

Aras Atabey’de, eskide Lütfü, Zekâi gibi iki kıymettar şakirdlerin yerlerini boş bırakmayan, Aras kahramanları olan Tahir ve Abdullah Çavuş’un Risale-i Nur’a hizmetleri, Aras hakkında endişelerimi tamamen izale etti.

İsmail oğlu Hüseyin’in hastalığı beni müteessir etti. İnşâallah tam bir Lütfü olacak, çok da hizmet edecek.

Sizlerin buraya gelen mektublarınız, kısmen tensîkla Lâhika’ya dercediliyor. Size bu defa mahrem Sırr-ı İnna A’tayna’da istihrac-ı