Bu âhirki iki meselede pek kısa kesmeye kâğıt mecbur etti. Nur, Gül ve Lütfü’nün kahraman vârisleri, Mübarekler Yüksek Heyeti ve Medrese-i Nuriye ve masumlar ve ümmi ihtiyarların her birisine binler selâm ediyoruz.

Duanıza muhtaç,

size müştak Kardeşiniz

Said Nursî

***

Aziz, sıddık kardeşlerim!

Bu yeni hâdise-i taarruziyeden müteessir olmayınız. Çünkü mükerrer tecrübelerle Risale-i Nur inayet altındadır. Hiçbir taife, şimdiye kadar böyle bir ehemmiyetli hizmette bizler kadar az meşakkatle kurtulan olmamış.

Hem geçen ramazandaki hastalığım ve Eskişehir’deki musibetimiz gibi çok vakıalarla zahirî sıkıntılı, meşakkatli hâlât altında Risale-i Nur’un faydasına olarak inkişafatı ve daha tesirli fütuhatı görülmüş. İnşâallah bu sıkıntılı hâdise dahi münafıkların aks-i maksuduyla, Risale-i Nur’un fütuhatını başka bir mecrada teshile vesile olur.

Beşinci Şuâ, yirmi beş sene evvel mesaili yazılan, yalnız bir iki sahife tatbikat ilâve edilip Şuâlar’a giren Beşinci Şuâ ellerine geçmesi ehemmiyetlidir. Fakat bunda da bir hikmet var. Belki onlara kendi mesleklerini bildirmek ve cehenneme gidenin mahiyetini bilmek için fevkalâde iktidar haricinde bir kaza-i İlahîdir diye Cenab-ı Hakk’ın hikmetine ve inayetine ve hıfzına itimat edip merak etmeyiniz.

Hem siz hem onlar bilsinler ki sadaka belayı def’ettiği gibi; Risale-i Nur, Anadolu’dan hususan Isparta, Kastamonu’dan âfat-ı semaviye ve arziyenin def’ ve ref’ine vesiledir. Evet, Sabri’nin

يَٓا اَرْضُ ابْلَعٖى ... وَاسْتَوَتْ عَلَى الْجُودِىِّ

âyetinden istihraç ettiği mana, haktır ve mutabıktır.

Evet Risale-i Nur, Sefine-i Nuh gibi Anadolu’yu Cebel-i Cûdi hükmüne getirip küre-i arzın yangınından ve tufanından kurtulmasına bir sebeptir. Çünkü zaaf-ı imandan gelen tuğyan, ekseri musibet-i