Mesela, bir bahçede bir sarı çiçek, o bahçe nakkaşının bir mührü hükmündedir. O çiçek mührü kimin ise bütün zemin yüzündeki o nevi çiçekler, o zatın kelimeleri hükmünde olduğuna ve o bahçe dahi onun yazısı olduğuna açık bir surette delâlet ediyor.

Demek oluyor ki her bir şey, umum eşyayı Hâlık’ına isnad edip a’zamî bir tevhide işaret ediyor.

DÖRDÜNCÜ İŞARET

İsm-i Ferd’in cilve-i a’zamı güneş gibi zahir olmakla beraber, vücub derecesinde bir makuliyet ve hadsiz bir kolaylıkla kabul edilir. Ve o cilvenin muhalifi ve zıddı olan şirk, nihayet derecede müşkül ve akıldan gayet derecede uzak, belki muhal ve mümteni derecesinde olduğunu ispat eden çok bürhanlar, Risale-i Nur’un eczalarında beyan edilmiş. Şimdilik o delillerdeki o noktaların tafsilatını o risalelere havale edip yalnız üç noktasını burada beyan edeceğiz.

Birincisi

Onuncu ve Yirmi Dokuzuncu Sözlerin âhirlerinde icmalen ve Yirminci Mektub’un âhirinde tafsilen gayet kat’î bürhanlar ile ispat etmişiz ki Zat-ı Ferd ve Ehad’in kudretine nisbeten en büyük şeyin icadı, en küçük bir şey gibi kolaydır. Bir baharı, bir çiçek gibi suhuletle halk eder. Binler haşrin numunelerini her baharda gözümüz önünde kolaylıkla icad eder. Büyük bir ağacı, küçük bir meyve gibi rahatça idare eder. Eğer müteaddid esbaba havale edilse her bir meyve, bir ağaç kadar masraflı ve müşkülatlı ve bir çiçek, bir bahar kadar zahmetli ve suubetli olur.

Evet, nasıl ki bir ordunun teçhizat-ı askeriyesi bir kumandanın emriyle, bir fabrikada yapılsa o ordunun teçhizatı, âdeta bir tek neferin teçhizatı gibi kolaylaşır. Eğer her neferin cihazatı ayrı ayrı fabrikada yapılsa ve idare-i askeriyesi vahdetten kesrete girse o vakit her bir nefer, ordu kadar fabrikalar ister.

Aynen öyle de eğer her şey Zat-ı Ferd ve Ehad’e verilse bütün bir nev’in hadsiz efradı, bir tek fert gibi kolay olur. Eğer esbaba verilse her bir fert, o nevi kadar müşkülatlı olur. Evet, vahdet de ferdiyet de her şeyin o Zat-ı Vâhid’e intisabıyla olur ve ona istinad eder. Ve bu istinad ve intisap ise o şey için hadsiz bir kuvvet, bir kudret hükmüne geçebilir. O vakit, küçük bir şey, o intisap ve istinad kuvvetiyle binler derece kuvvet-i şahsiyesinin fevkinde işler görebilir, neticeler verebilir. Ve çok kuvvetli olan Ferd ve Ehad’e istinad ve intisap