ile beraber, kalb-i Muhammedîden (asm) tâ daire-i arşa varıncaya kadar ise hiçbir cihetle müdahale imkânı olmadığından, semavatı dinlemekten başka, şeytanların çaresi kalmadığını ifade ile vahy-i Kur’anî ve nübüvvet-i Ahmediye (asm) ne derece yüksek bir derece-i hakkaniyette olduğunu ve hiçbir cihetle hilaf ve yanlış ve hile ona yanaşmak mümkün olmadığını, gayet beliğane belki mu’cizane ilan etmek ve göstermektir.

سُبْحَانَكَ لَا عِلْمَ لَنَٓا اِلَّا مَا عَلَّمْتَنَٓا اِنَّكَ اَنْتَ الْعَلٖيمُ الْحَكٖيمُ

Said Nursî

***