imanını ziyadeleştirmek için zuhura gelen hârikulâde mu’cizattır. Şakk-ı kamer ve parmağından suyun akması ve az taamla çokları doyurması ve hayvan ve ağaç ve taşın konuşması gibi yirmi nevi ve her bir nev’i manevî tevatür derecesinde ve her bir nev’in de çok mükerrer efradı vardır. İkinci kısım: İstikbalde ihbar ettiği hâdiselerdir ki Cenab-ı Hakk’ın talimiyle o da haber vermiş, haber verdiği gibi doğru çıkmıştır.

İşte biz de şu âhirki kısımdan başlayıp icmalî bir fihriste göstereceğiz. (Hâşiye)

Dördüncü Nükteli İşaret

Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın Allâmü’l-guyub’un talimiyle haber verdiği umûr-u gaybiye, hadd ü hesaba gelmez. İ’caz-ı Kur’an’a dair olan Yirmi Beşinci Söz’de envaına işaret ve bir derece izah ve ispat ettiğimizden, geçmiş zamana dair ve enbiya-yı sâbıkaya dair ve hakaik-i İlahiyeye ve hakaik-i kevniyeye ve hakaik-i uhreviyeye dair ihbarat-ı gaybiyelerini Yirmi Beşinci Söz’e havale edip şimdilik bahsetmeyeceğiz.

Yalnız kendinden sonra sahabe ve Âl-i Beyt’in başına gelen ve ümmetin ileride mazhar olacağı hâdisata dair pek çok ihbarat-ı sadıka-i gaybiyesi kısmından cüz’î birkaç misaline işaret edeceğiz. Ve şu hakikat tamamıyla anlaşılmak için altı esas mukaddime olarak beyan edeceğiz:

Birinci Esas

Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın çendan her hali ve her tavrı, sıdkına ve nübüvvetine şahit olabilir fakat her hali, her tavrı hârikulâde olmak lâzım değildir. Çünkü Cenab-ı Hak onu beşer suretinde göndermiş, tâ insanın ahval-i içtimaiyelerinde ve dünyevî, uhrevî saadetlerini kazandıracak a’mal ve harekâtlarında rehber olsun ve imam olsun ve her biri birer mu’cizat-ı kudret-i İlahiye olan âdiyat içindeki hârikulâde olan sanat-ı Rabbaniyeyi ve tasarruf-u kudret-i İlahiyeyi göstersin.

___

Hâşiye: Maatteessüf niyet ettiğim gibi yazamadım. İhtiyarsız olarak nasıl kalbe geldi, öyle yazıldı. Şu taksimattaki tertibi tamamıyla müraat edemedim.