Hem Risale-i Nur, hükema ve ulemanın mesleğinde gitmeyip Kur’an’ın bir i’caz-ı manevîsiyle, her şeyde bir pencere-i marifet açmış; bir senelik işi bir saatte görür gibi Kur’an’a mahsus bir sırrı anlamıştır ki bu dehşetli zamanda hadsiz ehl-i inadın hücumlarına karşı mağlup olmayıp galebe etmiş.

Beşinci Nokta: Eski Said’in Yeni Said’e inkılab etmesi zamanında, yüzer ilimlerle alâkadar binler hakikatler, ayrı ayrı birer risaleye mevzu olacak kıymette iken, o Said telif ederken meselelerin başında “İ’lem, İ’lem, İ’lem”lerle her bir hakikati –ki bir risale olacak derecede ehemmiyetli iken– birkaç satırda, bazen bir sahifede, bazen bir iki satırda zikrediyorlar. Âdeta her bir “İ’lem” bir risalenin şifresidir.

Hem “İ’lem”ler birbirine bakmayarak muhtelif ilimlerin ve hakikatlerin fihristeleri hükmünde yazıldığından o mecmuayı okuyanlar, bu noktaları nazara alıp itiraz etmesinler.

Said Nursî

***