NOKTA

مِنْ نُورِ مَعْرِفَةِ اللّٰهِ جَلَّ جَلَالُهُ

Kırk beş sene evvel telif edilmiş bir risalenin bir kısmıdır.

İfade-i Meram

Bir bahçeye girsem iyisini intihab ederim. Koparmasından zahmet çeksem hoşlanırım. Çürüğünü, yetişmemişini görsem خُذْ مَا صَفَا derim. Muhataplarımı da öyle arzu ederim.

Derler: Sözlerin iyi anlaşılmıyor?

Bilirim ki kâh minare başında kâh kuyu dibinde konuşuyorum. Neyleyeyim zuhurat öyle. “Şuâat” ve şu kitapta mütekellim âciz kalbimdir. Muhatap âsi nefsimdir. Müstemi müteharri-i hakikat bir Japon’dur. (Hâşiye) Temaşa eden bunu düşünmeli.

Gayatü’l-gayat olan marifetullahın bir bürhanı olan marifetü’n-Nebi’yi “Şuâat”ta bir nebze beyan ettik. Şu risalede maksud-u bizzat olan tevhidin lâyuhad berahininden yalnız dört muazzam bürhanına işaret edeceğiz. Hem nazar-ı aklîyi hads-i kalbiyle birleştirmek için melaike ve haşrin bir kısım delailine îma ederek imanın altı rüknünden dördünün birer lem’asını, fehm-i kāsırımla göstermek isterim.

اٰمَنْتُ بِاللّٰهِ وَمَلٰئِكَتِهٖ وَكُتُبِهٖ وَرُسُلِهٖ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ وَبِالْقَدَرِ

خَيْرِهٖ وَشَرِّهٖ مِنَ اللّٰهِ تَعَالٰى وَالْبَعْثُ بَعْدَ الْمَوْتِ حَقٌّ

اَشْهَدُ اَنْ لَا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ وَاَشْهَدُ اَنَّ مُحَمَّدًا رَسُولُ اللّٰهِ

Said Nursî

***

___

Hâşiye: Elli sene evvel Japon’un başkumandanı Meşihat-ı İslâmiyeden dine dair suallerine bir cevaptır.