Dokuzuncu Ders
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحٖيمِ
وَالتّٖينِ وَالزَّيْتُونِ ۞ وَطُورِ سٖينٖينَ ۞ وَهٰذَا الْبَلَدِ الْاَمٖينِ ۞
لَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ فٖٓى اَحْسَنِ تَقْوٖيمٍ ۞
ثُمَّ رَدَدْنَاهُ اَسْفَلَ سَافِلٖينَ
Ey insan! Senin önünde iki yol var: Birisinden gitsen kâinatın esfel-i safilînine gidersin. Diğer yoldan gidersen a’lâ-yı illiyyîn-i şerefe çıkabilirsin. Şu hakikati dokuz mukaddime ile beyan ederiz.
Birinci Mukaddime: İnsanın, en cüz’î bir küçük cüzden tâ en küllî bir küll-ü ekbere kadar alâkat ve hâcatı intişar ettiğinden o insana lâyık değil ki her şeyin melekûtu elinde, her şeyin hazaini yanında, hiçbir mekânda olmadığı ve hiçbir şey onun yanında