Dördüncü Ders

اِنَّ الْاَبْرَارَ لَفٖى نَعٖيمٍ ۞ وَاِنَّ الْفُجَّارَ لَفٖى جَحٖيمٍ

Ey Said-i gafil! Herkes için şu hayat denilen süratli seferde, kabre iki yol vardır. O iki yol, uzun ve kısalıkta müsavidirler. Lâkin birisinde zararsız olmakla beraber, bir menfaat-i azîme olduğu, mütevatir ehl-i şuhud ve ihtisasın şehadet ve icmalarıyla sabittir. O yolun on yolcusundan dokuzu, o menfaat-i azîmeye nâil olduğu yine ehl-i şuhudun tevatürüyle sabittir.

İkinci yol ise ittifaken menfaatsiz olduğu halde, pek azîm bir zararı olduğu ehl-i hibre ve şuhudun icmaıyla sabittir. Bu ikinci yolda, onda dokuz ihtimal zarar vardır. Şu tehlikeli yolu ihtiyar edenler bedbaht ve eblehlerdir ki zahirî bir hafiflik için silah ve zâdı beraber kaldırmıyorlar. Vakıâ bir batman ağırlıktan kurtuluyorlar. Lâkin bilmiyorlar ki kalpleri yüz batman minneti kaldırıyor. Kantarlarla ehval ve mehavifi ruhlarına yüklüyorlar.