Emin ile Feyzi’nin Üstadlarının garib vaziyetine ve Risale-i Nur’un acib ehemmiyetine delâlet eden bir sualleri ve Üstadlarının onlara ve emsallerine verdiği bir cevaptır:

Sual: Âlem-i İslâm’ın mukadderatıyla ciddi alâkadar olan bu Cihan Harbi’nin dehşetli zamanlarında elli gün kadar (Şimdi yedi seneden geçti, aynı hal devam ediyor. Hiç ne soruyor ve ne de merak eder.) her gün hizmetinizde bulunan bizlerden bir defacık sormadınız. Acaba bu büyük hâdiseden daha büyük diğer bir hakikat mı hükmediyor ki bunu ehemmiyetten ıskat ediyor yahut onunla meşgul olmanın bir zararı mı var, diye Üstadımızdan sorduk.

O da elcevap diyor ki: Evet, bu Cihan Harbi’nden daha büyük bir hakikat ve daha a’zam bir hâdise hükmettiği için şu Cihan Harbi ona nisbeten çok ehemmiyetsiz düşüyor. Çünkü bu Cihan Harbi’nde iki hükûmet küre-i arzın hâkimiyeti için mürafaa ve muhakeme davasında bulunmaları içinde iki muazzam dinin musalaha ve sulh mahkemesine barışmak davası açılarak ve dinsizliğin dehşetli cereyanı da semavî dinlerle mücahede-i azîmesi başladığı hengâmda, nev-i beşerin sosyalist tabakasıyla burjuvalar taifesinin mahkeme-i kübralarında açılan davalarından çok mühim öyle bir dava açılmış ve öyle muazzam bir hakikat meydana çıkmış ki o davanın tek bir adama isabet eden miktarı bu Cihan Harbi’nden daha büyüktür. İşte o dava da budur ki:

Şu zamanda her bir mü’min için belki herkes için küre-i arz kadar bir bâki tarla ve o tarla baştan başa bahçeler ve kasırlarla müzeyyen ebedî bir mülk almak veya o mülkü kaybetmek davası açılmış. Demek her bir tek adamın başına öyle bir dava açılmış ki eğer İngiliz - Alman kadar serveti ve kuvveti olsa ve aklı da varsa yalnız o davayı kazanmak için bütününü sarf edecek. Elbette bu davayı kazanmadan evvel başka şeylere ehemmiyet veren, divanedir. Hattâ o dava o derece tehlikeye düşmüş ki bir ehl-i keşfin müşahedesiyle, bir yerde ecel elinden terhis tezkeresini alan kırk adamdan bir adam kazanabilmiş, otuz dokuzu kaybetmiş.

İşte bu ehemmiyetli, azîm davayı kazandıracak ve yirmi seneden beri tecrübeler ile ondan sekizine o davayı kazandıran bir dava vekili bulunsa; elbette aklı başında her adam, o davayı kazandıran