iltifat göstererek dayandığı vaziyetten doğruldu. Ben de ağlayarak uyandım.

Üçüncüsü: Risale-i Nur şakirdlerine köşkünü tahsis eden Şükrü Efendi’dir. Rüyada ona diyorlar ki: “Senin o köşküne Hazret-i Peygamber aleyhissalâtü vesselâm gelmiş.” O da koşarak gidip Hazret-i Peygamber aleyhissalâtü vesselâmı çok nurani ve sürurlu bir halde bulup ziyaret etmiş.

Dördüncüsü: Risale-i Nur şakirdlerinden Nazmi’dir. Rüyasında ona diyorlar ki: “Risale-i Nur şakirdleri imansız ölmezler, kabre iman ile girerler.”

Bu rüyalar Hazret-i Peygamber aleyhissalâtü vesselâm ile münasebettar olmak cihetiyle, o rüyalar zamanında “Mu’cizat-ı Ahmediye Risalesi” münasebetiyle latîf ve küçük bir iki tevafukun letaifini zikredeceğim. Şöyle ki:

Risale-i Nur eczalarından birkaç vecihle kerameti görülen, mu’cizat-ı Ahmediyeye dair On Dokuzuncu Mektub’un tashihi zamanında, yedi mu’cizat-ı Ahmediyeye (asm) mazhar yedi çocuğun bahsine geldiği vakitte, Meliha isminde yedi yaşındaki kızım, umulmadık bir vakitte hanemden çıkıp Üstadımın oturduğu köşke geldi, o yedi çocuk bahsini masumane çocukçasına dinlemeye başladı. Çay içmesini çok sevdiği halde kendine verildi, çocukların bahsi bitinceye kadar içmedi.

O saatten on dakika evvel hem On Dokuzuncu Mektub hem Mi’rac Risalesi ayrı ayrı tashih ediliyordu. On Dokuzuncu Mektub’un yüz elli sahifesi içinde bir tek sahifede kuru direğin ağlamasından bahis var. Mi’rac Risalesi’nde altı yüz satırdan bir tek satır ondan bahseder. Muhtelif tarzlarda, muhtelif vakitte, muhtelif adamlar, muhtelif kitaplarda birden bir tek sözü söylediklerini ben işittim. O da kuru direğin ağlaması idi. Her biri iki kişiden ibaret iki kısım tashihçiler, aynı kelime üstündedirler, o kelimeyi söylüyorlardı. Ben hayret ile dedim: “İki taraf da bir kelimeyi söylüyorsunuz.” Sonra baktık. Mi’racın tashihi aynı kelimeye geldiği gibi On Dokuzuncu Mektub’un tashihi de aynı kelime üzerindedir. Biz hazır olanlar şüphemiz kalmadı ki yedi yaşında Meliha’nın yedi çocuk bahsine tevafuku ve bu iki kısım musahhihlerin aynı kelimede ittifakları, o Mu’cizat-ı Ahmediye bahsinin bir kerametinin bir şuâıdır.