Ve bizimle alâkadar hem Denizli’de hem hapsinde umumuna ve hususuna ve tam adaletini gördüğümüz mahkeme heyetine çok selâm ve dualar ederiz.

Said Nursî

***

بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ

Beşinci Nokta: Risale-i Nur, bu Anadolu memleketine belaların def’ine ehemmiyetli bir vesiledir. Sadaka nasıl belayı def’ediyor, onun intişarı ve okunması küllî bir sadaka nevinde semavî ve arzî belaların def’ine vesile olduğu çok emareler ve çok hâdiselerle tebeyyün etmiş. Hattâ Kur’an’ın işaretiyle tahakkuk etmiş. Ve yazmasını ve intişarını men’etmek zamanlarında dört defa zelzelelerin başlaması ve intişarıyla durmaları ve Anadolu’da ekser yerlerde okunması, Harb-i Umumî’nin Anadolu’ya girmemesine bir vesile olduğu Sure-i Ve’l-Asr işaret ettiği halde, bu iki ay kuraklık zamanında mahkemenin Risale-i Nur’un beraetine ve vatana menfaatli olduğuna dair kararını Mahkeme-i Temyiz tasdik ederek tam bir serbestiyetle Risale-i Nur’un intişarı ve okunmasını beklerken, bütün bütün aksine olarak men’edilmesi ve mahkemedeki risaleleri sahiplerine iade edildiği halde, bizi de o cihetçe konuşmaktan men’etmeleri cihetiyle, belaların def’ine vesile olan bu küllî sadaka-i maneviye belaya karşı çıkamadı, günahımız neticesi kuraklık başladı.

Biz Risale-i Nur şakirdleri dünyaya çok ehemmiyet vermediğimizden, dünyaya yalnız Risale-i Nur için baktığımızdan, bu yağmursuzlukta dahi o noktadan bakıyoruz. İşte Denizli’de mahkemeye verilen cüz’î bir kısım Risale-i Nur, sahiplerine iadesinin aynı zamanında, burada dahi bir kısım zatlar yazmaya başlamaları aynı vakitte, bu yağmursuzlukta bir derece rahmet yağdı fakat Risale-i Nur’un serbestiyeti cüz’î olmasından rahmet dahi cüz’î kaldı. İnşâallah yakında benim de risalelerim iade edilecek, tam serbest ve intişarı küllîleşecek ve rahmet dahi tam olacak. (Hâşiye)

***

___

Hâşiye: Hem aynen öyle oldu, biz gördük.