Sure-i وَالْعَصْرِ ın azamet ve kudsiyetini ve kısalığıyla beraber gayet geniş ve uzun hakaikin hazinesi olduğunu tasdik ederek Cenab-ı Hakk’a şükrettik.
Evet âlem-i İslâm’ın, bu asrın hasareti olan bu dehşetli İkinci Harb-i Umumî’den kurtulmasının sebebi, Kur’an’dan gelen iman ve a’mal-i saliha olduğu gibi; fakirlere gelen acı açlık ve kahtın sebebi, orucun tatlı açlığını çekmedikleri ve zenginlere gelen hasaret ve zayiatın sebebi de zekât yerinde ihtikâr etmeleridir. Ve Anadolu’nun bir meydan-ı harp olmamasının sebebi اِلَّا الَّذٖينَ اٰمَنُوا kelime-i kudsiyesinin hakikatini fevkalâde bir surette yüz bin insanların kalplerine tahkikî bir tarzda ders veren Risale-i Nur olduğunu, pek çok emarelerle ve şakirdlerinden binler ehl-i hakikat ve dikkatin kanaatleri ispat eder.
***
Risale-i Nur'un Küçük ve Masum Şakirdleri
Aziz, sıddık kardeşlerim!
Risale-i Nur’un küçük ve masum şakirdlerinden elli altmış talebenin yazdıkları nüshalar bize de gönderilmiş. Biz de o parçaları üç cilt içinde cem’ettik. Hem o masum şakirdlerin bazılarını, isimleriyle kaydettik.
Mesela Ömer, on beş yaşında; Bekir, dokuz yaşında; Hüseyin, on bir yaşında; Hâfız Nebi, on dört yaşında; Mustafa, on dört yaşında; Mustafa, on üç yaşında; Ahmed Zeki, on üç yaşında; Ali, on iki yaşında; Hâfız Ahmed, on iki yaşında… Bu yaşta daha çok çocuklar var, uzun olmasın diye yazılmadı.
İşte bu masum çocukların Risale-i Nur’dan aldıkları derslerinin ve yazdıklarının bir kısmını bize göndermişler. Biz de onların isimlerini bir cetvelde dercettik.
Bunların, bu zamanda bu ciddi çalışmaları gösteriyor ki Risale-i Nur’da öyle manevî bir zevk ve cazibedar bir nur var ki mekteplerdeki çocukları okumaya şevkle sevk etmek için icad ettikleri her nevi