Gizlenmeye lâyık olan bu sırr-ı azîme binaen, Mekke-i Mükerreme’de dahi –farz-ı muhal olarak– Risalei’n-Nur aleyhinde bir itiraz kutb-u a’zamdan dahi gelse; Risalei’n-Nur şakirdleri sarsılmayıp o mübarek kutb-u a’zamın itirazını iltifat ve selâm suretinde telakki edip teveccühünü de kazanmak için medar-ı itiraz noktaları o büyük üstadlarına karşı izah ile ellerini öpmektir.

Evet kardeşlerim; bu zamanda öyle dehşetli cereyanlar ve hayatı ve cihanı sarsacak hâdiseler içinde, hadsiz bir metanet ve itidal-i dem ve nihayetsiz bir fedakârlık taşımak gerektir. Evet

يَسْتَحِبُّونَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا عَلَى الْاٰخِرَةِ

âyetinin sırr-ı işarîsiyle; âhireti bildikleri ve iman ettikleri halde, dünyayı âhirete severek tercih etmek ve kırılacak şişeyi bâki elmasa bilerek rıza ve sevinçle tercih etmek ve âkıbeti görmeyen kör hissiyatın hükmüyle, hazır bir dirhem zehirli bir lezzeti, ileride bir batman safi lezzete tercih etmek; bu zamanın dehşetli bir marazı, bir musibetidir. O musibet sırrıyla, mü’minler dahi bazen ehl-i dalalete taraftar olmak gibi dehşetli hatada bulunuyorlar.

Cenab-ı Hak, ehl-i imanı ve Risale-i Nur şakirdlerini bu musibetlerin şerrinden muhafaza eylesin, âmin!

Said Nursî

***

Sual: İşarat-ı Kur’aniye Risalesi’nde, Fatiha’nın sırat-ı müstakim ashabı ki اَلَّذٖينَ اَنْعَمْتَ عَلَيْهِمْ âyetinin tarif eylediği taife içinde

hem لَا تَزَالُ طَائِفَةٌ مِنْ اُمَّتٖى ... حَتّٰى يَاْتِىَ اللّٰهُ بِاَمْرِهٖ ... الخ hadîsinin âhir zamanda gösterdiği mücahidler içinde

hem Ve’l-Asr Suresi’nin اِلَّا الَّذٖينَ اٰمَنُوا وَعَمِلوُا الصَّالِحَاتِ ile başlayan üç cümlesinde mana-yı işarî ile hususi bir surette dâhil bir ferdin, Risale-i Nur şakirdleri olduğuna sebep nedir ve vech-i tahsisi nedir?