بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ

اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللّٰهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا

Evvela: Şimdi tam tahakkuk etti ki zelzele, Risalei’n-Nur ile alâkadardır.

Hüsrev’in müdafaatımda yazılan dört zelzele meselesini tasdik eden bu geceki şiddetli dört defa zelzele, bana ve Nurlara ve bu memlekete kat’î bir sû-i kasd eseri olarak hükûmet içerisinde hizmetçime bağırarak bana tahkirkârane ihanet ve şetmedip “Git ona söyle!” diyen ve kaymakamın emr-i cebriyle “Hasta da olsa buraya getiriniz!” bekçilere ve jandarmalara emir veren ve Afyon’un perde altındaki büyük memura dayanan Emirdağ Zabıtası hem Nur şakirdlerinin şevklerine hem Nurların burada yazılmasına hem bana ehemmiyetli sıkıntı vermesi aynı vakitte, böyle burada görülmeyen bu şiddetli zelzelenin gelmesi gösteriyor ki Risale-i Nur bir vesile-i def’-i beladır; tatile uğradıkça bela fırsat bulup gelir.

Said Nursî

***