Evet, sen benim cismimde, âlemdeki tabiata benzersin. İkiniz, hayrı kabul etmek, şerre merci olmak için yaratılmışsınız. Yani fâil ve masdar değilsiniz belki münfail ve mahalsiniz. Yalnız bir tesiriniz var: O da hayr-ı mutlaktan gelen hayrı, güzel bir surette kabul etmemenizden şerre sebep olmanızdır.

Hem siz birer perde yaratılmışsınız. Tâ güzelliği görülmeyen zahirî çirkinlikler size isnad edilip Zat-ı Mukaddese-i İlahiye’nin tenzihine vesile olasınız. Halbuki bütün bütün vazife-i fıtratınıza zıt bir suret giymişsiniz. Kabiliyetsizliğinizden hayrı şerre kalbettiğiniz halde, Hâlık’ınızla güya iştirak edersiniz. Demek nefis-perest, tabiat-perest; gayet ahmak, gayet zalimdir.

Hem deme ki: “Ben mazharım. Güzele mazhar ise güzelleşir.” Zira, temessül etmediğinden mazhar değil, memer olursun.

Hem deme ki: “Halk içinde ben intihab edildim. Bu meyveler benim ile gösteriliyor. Demek, bir meziyetim var.” Hayır, hâşâ! Belki herkesten evvel sana verildi, çünkü herkesten ziyade sen müflis ve muhtaç ve müteellim olduğundan en evvel senin eline verildi. (Hâşiye)

İKİNCİ NOKTA

اَحْسَنَ كُلَّ شَىْءٍ خَلَقَهُ Âyetinin bir sırrını izah eder. Şöyle ki:

Her şeyde, hattâ en çirkin görünen şeylerde, hakiki bir hüsün ciheti vardır. Evet, kâinattaki her şey her hâdise ya bizzat güzeldir, ona hüsn-ü bizzat denilir. Veya neticeleri cihetiyle güzeldir ki ona hüsn-ü bilgayr denilir. Bir kısım hâdiseler var ki zahirî çirkin, müşevveştir. Fakat o zahirî perde altında gayet parlak güzellikler ve intizamlar var. Ezcümle:

Bahar mevsiminde fırtınalı yağmur, çamurlu toprak perdesi altında nihayetsiz güzel çiçek ve muntazam nebatatın tebessümleri saklanmış. Ve güz mevsiminin haşin tahribatı, hazîn firak perdeleri arkasında tecelliyat-ı celaliye-i Sübhaniyenin mazharı olan kış hâdiselerinin tazyikinden ve tazibinden muhafaza etmek için nazdar çiçeklerin dostları olan nâzenin hayvancıkları vazife-i hayattan terhis etmekle beraber, o kış perdesi altında nâzenin, taze, güzel

___

Hâşiye: Hakikaten ben de bu münazarada Yeni Said, nefsini bu derece ilzam ve iskât etmesini çok beğendim ve “Bin bârekellah!” dedim.