derecelerine göre birer emare vaz’etmiştir. Ya lafziyedir ya maneviyedir. O maneviye ise ya siyak veya sibak-ı kelâmdan veya başka âyetten birer emare o manaya işaret eder. Bir kısmı yirmi ve otuz ve kırk ve altmış, hattâ seksen cilt olarak muhakkikler tarafından yazılan yüz binler tefsirler, Kur’an’ın câmiiyet ve hârikıyet-i lafziyesine kat’î bir bürhan-ı bâhirdir. Her ne ise… Biz şu sözde her bir manaya delâlet eden emareyi kanunuyla, kaidesiyle göstersek söz çok uzanır. Onun için kısa kesip kısmen İşaratü’l-İ’caz’a havale ederiz.

İKİNCİ LEM'A

Manasındaki câmiiyet-i hârikadır.

Evet Kur’an, bütün müçtehidlerin me’hazlerini, bütün âriflerin mezâklarını, bütün vâsılların meşreplerini, bütün kâmillerin mesleklerini, bütün muhakkiklerin mezheplerini, manasının hazinesinden ihsan etmekle beraber; daima onlara rehber ve terakkiyatlarında her vakit onlara mürşid olup o tükenmez hazinesinden onların yollarına neşr-i envar ettiği, bütün onlarca musaddaktır ve müttefekun aleyhtir.

ÜÇÜNCÜ LEM'A

İlmindeki câmiiyet-i hârikadır.

Evet Kur’an, şeriatın müteaddid ve çok ilimlerini, hakikatin mütenevvi ve kesretli ilimlerini, tarîkatın muhtelif ve hadsiz ilimlerini, kendi ilminin denizinden akıttığı gibi; daire-i mümkinatın hakiki hikmetini ve daire-i vücubun ulûm-u hakikiyesini ve daire-i âhiretin maarif-i gamızasını, o denizinden muntazaman ve kesretle akıtıyor. Şu lem’aya misal getirilse bir cilt yazmak lâzım gelir. Öyle ise yalnız numune olarak şu yirmi beş adet Sözleri gösteriyoruz. Evet, bütün yirmi beş adet Sözlerin doğru hakikatleri, Kur’an’ın bahr-i ilminden ancak yirmi beş katredir. O Sözlerde kusur varsa benim fehm-i kāsırıma aittir.

DÖRDÜNCÜ LEM'A

Mebahisindeki câmiiyet-i hârikadır.

Evet, insan ve insanın vazifesi, kâinat ve Hâlık-ı kâinat’ın, arz ve semavatın, dünya ve âhiretin, mazi ve müstakbelin, ezel ve ebedin mebahis-i külliyelerini cem’etmekle beraber nutfeden halk etmek, tâ kabre girinceye kadar; yemek, yatmak âdabından tut, tâ kaza ve kader mebhaslarına kadar; altı gün hilkat-i âlemden tut, tâ وَالْمُرْسَلَاتِ ۞ وَالذَّارِيَاتِ kasemleriyle işaret olunan rüzgârların esmesindeki vazifelerine kadar;