Zulmün Şedid Bir Nev’i

Dünyaca havas tanılan insanlardaki meziyet, sebeb-i tevazu ve mahviyet iken tahakküm ve tekebbüre sebep olmuştur. Fukara aczi, avamın fakrı, sebeb-i merhamet ve ihsan iken esarete mahkûmiyetlerine müncer olmuştur.

Bir işte mehasin ve şeref hasıl oldukça havassa peşkeş edilir; seyyiat olsa avama taksim edilir.

Mesela, bir tabur galebe çalsa şan ve şeref kumandana verilir, taksim edilmez. Mağlup olduğu vakit, seyyie tabura taksim edilir. Mesela, bir aşiret namuskârane bir iş etse “Âferin Hasan Ağa!” derler. Fenalık ettikleri vakit “Tuh! Ne pis aşiret imiş.” diyecekler.

وَاِذَا تَكُونُ كَرٖيهَةٌ اُدْعٰى لَهَا §

وَاِذَا يُحَاسُ الْحَيْسُ يُدْعٰى جُنْدُبْ

(*) kavl-i meşhuru, şu acib zulmün tercümanıdır.

___

* Musibet geldikçe bana bağırıyorlar, tatlı yendikçe Cündüb çağrılıyor.