ve hanımlar arasında Nurların yayılması, okunması, Risale-i Nur davasına çokların yakın manevî alâkaları. Bunlardan hâlis fedakârlar ve iman hâdimlerinin çıkması. Nur-u imanın, bu iki büyük merkezde hararetle inkişafı.

4- Kitapların iadesi ve yeniden bazı yerlerde Nurlara ve talebelerine ilişmek dolayısıyla resmî makamlarla münasebet. Risale-i Nur’un, vatan ve milletin nesl-i âtinin saadetine vesilesi cihetinin duyurulması, ispat edilmesi; yeni Türk Hükûmetinin, Kur’an’ın bu yeni ve ekmel nuruna takdirle bakması; en modern neşir vasıtasıyla hem Anadolu’ya hem âlem-i İslâm’a ve insaniyete duyurulmasının temini.

5- Şark Vilayetlerinde Risale-i Nur’un intişarı.

İşte Said Nursî, Afyon hapsinden tahliye edilip Emirdağı’na geldiği zaman, nazarındaki hizmet safhaları bu surette idi ve merkez-i hükûmetle de hizmet itibarıyla alâkadardı. Bu zamana kadar Nur hizmeti ancak risalelerin yazılıp çoğaltılmasına münhasırdı. Üstad, tâ Barla’dan beri daima has talebeleriyle, Nurların neşrine çalışanlarla görüşmüş, onları hizmetlerinden dolayı tebrik ve teşci etmişti. Bu tarihten sonra mektepliler ve memurlar Nurlara müteveccih oldular. Nur hizmetini hayatlarının gayesi addeden ve bu hizmetle vatan, millet ve İslâmiyet’e en büyük faydayı temin eden talebeler meydana çıkarak hizmete başladılar.

***

Afyon Mahkemesinin Risale-i Nur’u müsadere kararını, Mahkeme-i Temyiz esastan bozdu. Bozma kararında ileri sürdüğü sebeplerden birisi: Kararnamede suç unsuru gösterilen risalelerin, Denizli Ağır Ceza Mahkemesinde beraet eden eserlerden olup olmadığının zikredilmediği; şayet beraet edip iade edilen eserlerden ise kararın yanlış olacağı hem Temyiz’in tasdikinden geçip kaziye-i muhkeme haline gelen bir davanın yeniden taht-ı muhakemeye alınışının kanuna uygunsuz olduğudur.

Temyiz’in bozma kararından sonra Afyon’da tekrar duruşma başladı. Bu şekilde mahkeme devam ederken iktidarı ele alan Demokrat