Yedinci Kısım

AFYON HAYATI

Bedîüzzaman’ın Tevkifi

1947 senesinin son aylarında, Afyon’dan üç sivil polis memuru, güya memleket çapında gizli bir dinî cemiyetin faaliyetine aşina olmak için Emirdağı’na gelmişlerdi. Başta Said Nursî olarak Nur talebelerini tesbit etmeye çalışıyorlardı. Sudan bahaneler icad etmeye tevessül ettiler. Bir numunesi şudur:

Bir sivil memur, bir kâğıda yazıyor: “Said’in hizmetçisi buradan Said’e rakı aldı.” ve rakıcı dükkânında sarhoş ve aklı yerinde olmayan bir adama bu kâğıdın altına imza atmasını teklif ediyor. O adam diyor: “Tövbeler olsun, bu yalanı kim imza eder?” Sonra o kâğıdı imzalatmaya çalışan fakat muvaffak olamayan memur; aynı gece acib bir hâdisede, işlediği hatasının tokadını yiyor. Şöyle ki:

Beraber rakı içtiği adamlarla dere kenarında gezerken aralarında bir kavga cereyan eder. O bedbaht adama orada bir güzel dayak atıyorlar ve tabancasını da alıyorlar.

***

Üstad, faytonla kıra çıktığı zaman dört beş gün müddetince beş tayyare Üstadı takip ediyor. Üstad, evine girdiği zaman onlar da Emirdağı’ndan çekiliyorlar. Üstadın sırf imanî, uhrevî hizmet-i Kur’aniyesine yanlış manalar verdirerek aleyhte propaganda yapılıyor ve yukarı makamlara yanlış aksettiriliyor.