Sabri’nin mektubu yolda iken ve gelmeden evvel o mektubun manevî tesiri ile bu âyeti, اَوَمَنْ كَانَ مَيْتًا âyetiyle beraber düşünürken birden hatırıma geldi. Risale-i Nur’un bu derece kuvvetli işarat-ı Kur’aniyeye ve şakirdlerinin bu kadar kıymetli beşarat-ı Kur’aniyeye ve aktabların iltifatına mazhariyetinin sırrı ve hikmeti, musibetin azameti ve dehşetidir ki hiçbir eserin mazhar olmadığı bir kudsî takdir ve tahsin almış.

Demek, ehemmiyet onun fevkalâde büyüklüğünde değil belki musibetin fevkalâde dehşetine ve tahribatına karşı mücahedesi az olduğu halde gayet büyük bir ehemmiyet kesbetmiş ki bu iki âyette işaret ve beşaret-i Kur’aniyede ifade eder ki Risale-i Nur dairesine girenler tehlikede olan imanlarını kurtarıyorlar ve imanla kabre giriyorlar ve cennete gidecekler diye müjde veriyor. Evet, bazı vakit olur ki bir nefer gördüğü hizmet için bir müşirin fevkine çıkar, binler derece kıymet alır.

***

On Dokuzuncu Söz’ün âhirinde beyan edilen Kur’an’daki tekrarın ekser hikmetleri, Risale-i Nur’da dahi cereyan ediyor. Bilhassa ikinci hikmeti tam tamına vardır. O hikmet şudur ki:

Herkes her vakit Kur’an’a muhtaçtır. Fakat herkes, her vakit bütün Kur’an’ı okumaya muktedir olamaz. Fakat bir sureye galiben muktedir olur. Onun için en mühim makasıd-ı Kur’aniye ekser uzun surelerde dercedilerek; her bir sure bir küçük Kur’an hükmüne geçmiş. Demek, hiç kimseyi mahrum etmemek için haşir ve tevhid ve kıssa-i Musa gibi bazı maksatlar tekrar edilmiş. Aynı ehemmiyetli hikmet içindir ki bazı defa haberim olmadan, ihtiyarım ve rızam olmadığı halde, bazı ince hakaik-i imaniye ve kuvvetli hüccetleri müteaddid risalelerde tekrar edilmiş. Ben çok hayret ederdim. Neden onlar bana unutturulmuş?

Sonra kat’î bir surette bildim ki: Herkes bu zamanda Risale-i Nur’a muhtaçtır. Fakat umumunu elde edemez. Elde etse de tamam okuyamaz. Fakat küçük bir Risale-i Nur hükmüne geçmiş bir risale-i câmiayı elde edebilir. Ve ekser vakitlerde muhtaç olduğu meseleleri ondan okuyabilir ve gıda gibi her zaman ihtiyaç tekerrür ettiği gibi o da mütalaasını tekrar eder.

Said Nursî

***