Hizbü’l-Ekberü’l-Kur’an’ı açtım. Birden bu âyet-i kerîme
وَاصْبِرْ لِحُكْمِ رَبِّكَ فَاِنَّكَ بِاَعْيُنِنَا وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ
karşıma çıktı. “Bana bak!” dedi. Ben de baktım, üç kuvvetli emare ile mana-yı işarî bana ve bize teselli veriyor. Şimdi başımıza gelen bu musibeti bir cihette hiçe indirdi ve Isparta’ya mevkufen beşinci nefyimi, o kalbî duamın kabul olmasına delil eyledi.
Birinci emare: (Şeddeler sayılır) hesab-ı ebcedî ile bin üç yüz altmış iki (1362) bu senenin Arabî aynı tarihine tevafuk edip manasıyla der: “Sabreyle! Başına gelen kaza-yı Rabbaniyeye teslim ol! Sen inayet gözü altındasın, merak etme! Gecelerde tesbihat ve tahmidata devam eyle!”
Tahlil: Üç ر , altı yüz (600); dört ن , iki yüz (200); bir س , bir م , yüz (100); bir ص , bir ف , bir م , iki yüz on (210); dört ك , bir ع , yüz elli (150); üç ح , bir و , bir ى , kırk (40); bir ل , dokuz ب , bir د , bir و , dört elif, altmış iki (62) eder. Yekûnü bin üç yüz altmış iki (1362) ederek, bu senenin aynı tarihine ve başımıza gelen musibetin aynı dakikasına tam tamına tevafuku, kuvvetli bir emaredir.
…
Üçüncü emarenin beyanına şimdilik lüzum olmadığından yazdırılmadı.
Said Nursî
***