Bir bekçi, kapısı önünden ayrılmazdı. Üstad ile görüşebilmek pek müşküldü. Emirdağı’nda ilk defa Üstadla yakından alâkadar olan Çalışkanlar Hanedanı, kasabalarına nefyedilen bu âlim ve fâzıl ihtiyar zata yakından dostluk göstermişler, hizmetine koşmuşlar, sırf lillah için olan bu irtibatlarını sû-i tefsir edenlerin yalan ve tezviratına aldırmayarak alâkalarını gevşetmemişlerdi. Çalışkanlarla beraber Emirdağı’nda birçok sadık mü’minler Nur’a talebe olmuşlar, Üstadın hizmet-i Nuriyesine iştirak etmişler (Hâşiye 1) Nur risalelerini okuyup yazmaya ve etrafa neşre başlamışlardı. Üstadın Emirdağı’nda ikametinden sonra, Risale-i Nur’un dersleriyle halkın mühim bir kısmının ilim, iman, ahlâk ve fazilet bakımından terakki ettiği herkesçe malûm olduğu gibi resmî zatların ikrarıyla da sabittir. (Hâşiye 2)

***

Emirdağ talebeleri, Üstadın Emirdağı’ndaki hayatına dair diyorlar ki:

Üstad Emirdağı’nda daimî tarassud altında bulunuyordu. Açık havalarda gezmeye çıkardı. Üstadın, bahar ve yaz mevsimlerinde mutlaka kırlara çıkmak âdeti idi. Yalnız başına gider, birkaç saat kalır, sonra evine dönerdi. Kırlara çıktığı zaman, çok defa arkasından takip ettirilirdi. Bazen bekçiler, bazen jandarmalar takip ederdi. Hattâ bir defa arkasından kurşun attırılmış fakat isabet etmemiştir. Bir gün bir resmî memur, arkasından koşarak “Dışarı çıkmak yasak! Başına bere koyamazsın, sarık saramazsın!” diye mütehakkimane ve mütecavizane ifadeler kullanmış. Üstad da geriye dönmüştür. Bu tarz muameleler çoktur.

Üstadın Emirdağ’daki hizmeti ve meşgalesi, başka yerlerde olduğu gibi yalnız bir vazifeye münhasır değildi. Gerek Lâhikalardaki

___

Hâşiye 1: Bugün Emirdağ halkı, umumiyetle Nurlara dost ve taraftardır. Pek çok talebesi vardır. Emirdağı’nda ve civar köylerde Nur dersleri okunmaktadır.

Hâşiye 2: Üstad Said Nursî, Emirdağı’nı bir Dershane-i Nuriye manasında kabul ettiğini söyler. Sav, Barla, Emirdağ, Eflani gibi Nurların ekseriyetle yayılıp okunduğu kasaba ve köyleri, birer Dershane-i Nuriye unvanıyla yâd eder. Ve kendi Nurs köyü gibi sağ ve ölü umum ahalisine, masum çocuklar ve mübarek hanımlarına dua eder, manevî kazancına hissedar eder.