karışmazlar ve harekâtını onlara bina etmezler. Hâlisen muhlisen çalışırlar “Vazifemiz hizmettir. O yeter.” derler.

Said Nursî

***

بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ

Seksen küsur sene kıymetinde bulunan ve ramazan-ı şerifin mecmuunda gizlenen Leyle-i Kadri kazanmak için Risale-i Nur şakirdlerinin şirket-i maneviye-i uhreviyeleri muktezasınca, her biri mütekellim-i maalgayr sîgasınca اَجِرْنَا اِرْحَمْنَا اِغْفِرْلَنَا gibi tabiratta biz dedikleri vakit, Risale-i Nur’un sadık şakirdlerini niyet etmek gerektir. Tâ her bir şakird, umumun namına münâcat edip çalışsın. Bu bîçare, az çalışabilen ve haddinden çok fazla hizmet ondan beklenen bu kardeşinize, o hüsn-ü zanları yanlış çıkarmamak için geçmiş ramazan gibi yardımınızı rica ediyorum.

Said Nursî

***

بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ

İki üç gün evvel, Yirmi İkinci Söz tashih edilirken dinledim. Gördüm ki içinde hem küllî zikir hem geniş fikir hem kesretli tehlil hem kuvvetli imanî ders hem gafletsiz huzur hem kudsî hikmet hem yüksek bir ibadet-i tefekküriye gibi nurlar var. Bir kısım şakirdlerin ibadet niyetiyle risaleleri ya yazmak veya okumak veya dinlemekliğin hikmetini bildim. Bârekellah dedim, hak verdim.

Said Nursî

***