RİSALE-İ NUR VE HARİÇ MEMLEKETLER

Risale-i Nur’un hariç memleketlerdeki fütuhatına kısa bir bakış

Risale-i Nur, yirminci asrın ilim ve fen seviyesine uygun müsbet bir metotla akla ve kalbe hitap ederek ikna ve ispat yoluyla gittiği için yalnız Türkiye’de değil, hariç memleketlerde de hüsn-ü kabule mazhar olmuştur. Eserler, memleketimizde yeni yazı ile matbaalarda basılmadan evvel, başta Pakistan ve Irak olmak üzere diğer İslâm memleketlerinde Arapça, Urduca, İngilizce ve Hintçe tabedilerek bütün âlem-i İslâm’a tanıtılmış ve fevkalâde teveccühe mazhar olarak geniş bir okuyucu kitlesi bulmuştur.

Bedîüzzaman kırk elli seneden beri, yalnız âlem-i İslâm’da değil, bütün dünyaca tanınmış mümtaz bir şahsiyettir. Kendisi, küçük yaşından beri ilim sahasında ilzam edilmemiş olduğundan gerek dâhilde ve gerekse hariçte nazarlar üzerine çevrilmiştir. Âlem-i İslâm’ın ilim merkezi olan Camiü’l-Ezher, onun mertebe-i ilmini ve yüksek zekâsını Üniversite Rektörü Şeyh Bahît gibi müdakkik âlimler vasıtasıyla idrak ederken, müsbet ilimlerdeki derin vukufu da bütün dünyaya yayılıyordu. Mısır matbuatında “Fatînü’l-asır” diye tavsif edilerek hakkında makaleler neşrediliyordu. Kendisi, bundan kırk beş elli sene önce Şam’da, içinde yüz ehl-i ilim bulunan on bin kişilik muazzam bir cemaate Camiü’l-Emevî’de îrad ettiği mühim