eğlence ve teşviklere galebe edecek bir lezzet, bir sürur, bir şevk Risale-i Nur veriyor ki çocuklar böyle hareket ediyorlar. Hem bu hal gösteriyor ki Risale-i Nur kökleşiyor. İnşâallah, daha hiçbir şey onu koparamayacak, ensal-i âtiyede devam edecek.

Aynen bu masum küçük şakirdler gibi Risale-i Nur’un cazibedar dairesine giren ümmi ihtiyarların dahi kırk elli yaşından sonra Risale-i Nur’un hatırı için yazıya başlayıp yazdıkları kırk elli parçayı, iki üç mecmua içinde dercettik. Bu ümmi ihtiyarların ve kısmen çoban ve efelerin bu zamanda, bu acib şerait içinde her şeye tercihen Risale-i Nur’a bu suretle çalışmaları gösteriyor ki bu zamanda Risale-i Nur’a ekmekten ziyade ihtiyaç var ki harmancılar, çiftçiler, çobanlar, yörük efeleri hâcat-ı zaruriyeden ziyade Risale-i Nur’a çalışmaları, Risale-i Nur’un hakkaniyetini gösteriyorlar.

Bu ciltte az, sair altı cild-i âherde masumların ve ihtiyar ümmilerin yazılarının tashihinde çok zahmet çektim; vakit müsaade etmiyordu. Hatırıma geldi ve manen denildi ki:

Sıkılma! Bunların yazıları çabuk okunmadığından, acelecileri yavaş yavaş okumaya mecbur ettiğinden Risale-i Nur’un gıda ve taam hükmündeki hakikatlerinden hem akıl hem kalp hem ruh hem nefis hem his, hisselerini alabilirler. Yoksa yalnız akıl cüz’î bir hisse alır, ötekiler gıdasız kalabilirler.

Risale-i Nur, sair ilimler ve kitaplar gibi okunmamalı. Çünkü ondaki iman-ı tahkikî ilimleri, başka ilimlere ve marifetlere benzemez. Akıldan başka çok letaif-i insaniyenin de kut ve nurlarıdır.

Elhasıl: Masumların ve ümmi ihtiyarların noksan yazılarında iki fayda var:

Birincisi: Teenni ve dikkatle okumaya mecbur etmektir.

İkincisi: O masumane ve hâlisane, samimi ve tatlı dillerinden, derslerinden Risale-i Nur’un şirin ve derin meselelerini lezzetli bir hayretle dinlemek, ders almaktır.

Said Nursî

***