âhirinde yazılmış. Gerçi evvelce mahrem tutuyorduk fakat madem mahkemeler onu teşhir edip beraetle bize iade ettiler. Demek, bir zararı yoktur diye teksirine izin verdim. Ve o Beşinci Şuâ’nın aslı, otuz kırk sene evvel yazılmış müteşabih hadîslerdir. Fakat ümmette eskiden beri intişar eden bir kısmına gerçi bazı ehl-i hadîs bir zafiyet isnad etmişler. Fakat zahirî manaları medar-ı itiraz olmasından, sırf ehl-i imanı şüphelerden kurtarmak için yazıldığı halde, bir zaman sonra onun hârika tevillerinin bir kısmı gözlere göründüğü için biz onu mahrem tuttuk tâ yanlış mana verilmesin. Sonra müteaddid mahkemeler onu tetkik edip teşhirine sebep olmakla beraber, bize iade ettikleri halde, şimdi beni tekrar onunla suçlu yapmak ne kadar adaletten, haktan, insaftan uzak olduğunu, bizi kanaat-i vicdaniye ile mahkûm edenlerin vicdanlarına ve onları dahi mahkeme-i kübraya havale ederek حَسْبُنَا اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَكٖيلُ deriz.

Dokuzuncusu: Çok mühimdir. Fakat bizi mahkûm edenlerin, Risale-i Nur’u mütalaalarının hatırı için onları kızdırmamak fikriyle yazmadım.

Onuncusu: Kuvvetli ve ehemmiyetlidir. Fakat yine onları küstürmemek niyetiyle şimdilik yazmadım. (Hâşiye)

***

___

Hâşiye: Resul-i Ekrem (aleyhissalâtü vesselâm) mu’cize-i kübra-yı mi’racıyla, cin ve inse ve melaikeye nübüvvetini gösterdiği ve müşrikîne ve münafıklara karşı, erkân-ı imaniyenin kutbu olan Zat-ı Zülcelal’i, cenneti ve cehennemi bizzat gözüyle müşahede edip Muhammedü’l-Emin ismiyle müsemma olan zat-ı mübareğiyle Cenab-ı Hakk’ın varlığını ve haşri ve mahkeme-i kübrayı bütün cin ve inse haber verdiği gibi; Risale-i Nur da “Haşirdeki Mahkeme-i Kübraya Bir Arzuhal” olan bu risale ile bu asrın imanî, itikadî olan istinad noktaları sarsıldığından, şek ve şüpheye düşen ehl-i imana ve ehl-i vukufa ve ehl-i hâkimlere, Cenab-ı Hakk’ın varlığını ve adaletini, mahkeme-i kübrayı ve haşri, âlem-i gaybı, âlem-i şehadete getirip kat’iyen, aslâ şek ve şüphe olmayacak derecede; dalalete, küfr-ü mutlaka düşenlere cehennemi ve ehl-i imana da cenneti, bu dünyada gözlere göstermiştir. Bütün nev-i beşere iman-ı tahkikîyi hakkalyakîn ispat etmiştir. Cenab-ı Hak, Risale-i Nur Müellifi Üstadımızdan ebediyen razı olsun, âmin!

Küçük Ali