olarak esir düştüğü Rusya’da Moskof Çarlığına karşı izzet-i İslâmiyeyi muhafaza edip kurşuna dizileceği hengâmda “Âhirete gitmek için bana bir pasaport lâzımdı.” diye ölümü istihkar eden böyle bir kahraman-ı İslâm Üstadımız Bedîüzzaman’ın eserlerini okumak nimet-i uzmasına mukabil canımızı da feda etsek, ömrümüzü de ona vakfetsek, zulümden zulüme de sürüklensek, ömrümüzün nihayetine kadar şükran secdesinden de kalkmasak bize yine ucuzdur…

Üstadımız sık sık der ki: Mesleğimiz müsbettir, menfî hareketten Kur’an bizi men’ediyor.

Ey seyyid-i senedimiz! Ey ruhumuzun ruhu, kalbimizin kalbi, canımızın canı, cananımız, sertâcımız, sevgili Üstadımız Efendimiz! Madem bize menfî harekete izin vermiyorsun. Öyle ise biz de rahmet-i İlahiyeden niyaz ederek ahdediyoruz ki din düşmanlığı ile Üstadımıza zulmeden o gaddar, insafsız zalimlerden intikamımızı şöylece alacağız: Risale-i Nur’u ölünceye kadar mütemadiyen okuyacağız ve neşrinde sebat ve sadakatle hizmet edeceğiz. Onu altın mürekkeblerle yazacağız inşâallah.

Üniversite Nur Talebeleri

***