Hikmet nedir, ol dertlere sabreyledi Eyyüb

Hem sırrı nedir, Yusuf için ağladı Yakub

Öldükçe dirildikçe neden duymadı bir his

Ol namlı nebi, şanlı şehit Hazret-i Cercis

Hasretle neden ağladılar Âdem ve Havva

Kimdendi bu yıllarca süren koskoca dava

Hem âh, neden terk edilip ravza-i cennet

Bir dâr-ı karar oldu neden âlem-i mihnet

Nur şehri olan Tûr’da o dem Hazret-i Musa

Esrar-ı kelâm hep çözülüp buldu tecella

Bir parça Zebur’dan okusa Hazret-i Davud

Başlardı hemen sanki büyük mahşer-i mev’ûd

Bilmem ki neden, hep işiten âh! diye inler

Bilmem ki neden, yel ve sular hep onu dinler

Mahluku bütün kendine râm etti Süleyman

Nerdendi bu kuvvet, ona kimdendi bu ferman

Yellerle uçan şanlı büyük taht-ı mukaddes

Esrar-ı ezelden o da duymuş yine bir ses

Ol hangi acib sır ki çıkar göklere İsa

Kimdir çekilen çarmıha, kimdir yine Yuda

Nur derdi için tahtını terk eyledi Edhem

Bir başkasının tahtı olur derdine merhem

Çok şahs-ı veli, nur ile hem etti kanaat

Çok şahs-ı denî, nur ile hem buldu keramet

Her hepsi de pervanesi, üftadesi nurun

Her hepsi muamma, gücü yetmez bu şuurun

Fillerle varıp Kâbe’ye hem Ebrehe zalim

İsterdi ki yapsın nice bin türlü mezalim