Sual: Bir maslahata binaen kizbin caiz olduğu söylenilmektedir. Öyle midir?

Cevap: Evet, kat’î ve zarurî bir maslahat için mesağ-ı şer’î vardır. Amma hakikate bakılırsa maslahat dedikleri şey, bâtıl bir özürdür. Zira usûl-ü şeriatta takarrur ettiği vecihle “Mazbut ve miktarı muayyen olmayan bir şey, hükümlere illet ve medar olamaz. Çünkü miktarı bir had altına alınmadığından sû-i istimale uğrar.” Maahâzâ bir şeyin zararı menfaatine galebe ederse o şey, mensuh ve gayr-ı muteber olur. Maslahat, o şeyi terk etmekte olur.

Evet âlemde görünen şu kadar inkılablar, karışıklıklar, zararın özür telakki edilen maslahata galebe etmesine bir şahittir.

Fakat kinaye veya ta’riz suretiyle yani gayr-ı sarih bir kelime ile söylenilen yalan, kizbden sayılmaz.

Hülâsa: Yol ikidir.

Ya sükûttur. Çünkü söylenilen her sözün doğru olması lâzımdır.

Veya sıdktır. Çünkü

İslâmiyet’in esası sıdktır.

İmanın hâssası sıdktır.

Bütün kemalâta îsal edici sıdktır.

Ahlâk-ı âliyenin hayatı sıdktır.

Terakkiyatın mihveri sıdktır.

Âlem-i İslâm’ın nizamı sıdktır.

Nev-i beşeri kâbe-i kemalâta îsal eden sıdktır.

Ashab-ı Kiram’ı bütün insanlara tefevvuk ettiren sıdktır.

Muhammed-i Hâşimî’yi (aleyhisselâm) meratib-i beşeriyenin en yükseğine çıkaran sıdktır.

***