akar. Öyle de şer, elem, karanlık, çirkinlik, küfür gibi zararlı maddeler cehenneme yağar. Ve bu mütemadiyen çalkanan kâinatın selleri o iki havuza girer, durur.
Kerametli Yirmi Dokuzuncu Söz’ün âhirindeki remizli nüktelerine havale ederek kısa kesiyoruz.
Ey bu Medrese-i Yusufiyede benim ders arkadaşlarım!
Bu dehşetli haps-i ebedîden kurtulmanın kolayı, çaresi; bu dünyevî hapsimizden istifade ederek elimiz mecburiyetle yetişmeyen çok günahlardan kurtulduğumuzla beraber, eski günahlardan tövbe edip farzlarımızı eda ederek her bir saat bu hapisteki ömrümüzü bir gün ibadet hükmüne getirmekle o ebedî hapisten necatımız ve o nurani cennete girmemiz için en iyi bir fırsattır.
Bu fırsatı kaçırırsak dünyamız ağladığı gibi âhiretimiz dahi ağlayacak.
خَسِرَ الدُّنْيَا وَالْاٰخِرَةَ
tokadını yiyeceğiz.

