bir cemaatte, pek büyük husumet karşısında, pek büyük meselelerde, pek büyük bir davada, büyük bir serbestiyetle, bilâ-perva, bilâ-tereddüt, bilâ-hicab, telaşsız, samimi bir safvetle, büyük bir ciddiyetle, hasımlarının damarlarına dokunduracak şedid ve ulvi bir surette söylediği sözlerinde hiç hilaf bulunabilir mi? Hiç hile karışması mümkün müdür? Kellâ! اِنْ هُوَ اِلَّا وَحْىٌ يُوحٰى Evet, hak aldatmaz, hakikatbîn aldanmaz. Hak olan mesleği, hileden müstağnidir; hakikatbîn gözüne hayalin ne haddi var ki hakikat görünsün, aldatsın…

Dokuzuncu Reşha: İşte bak: Ne kadar merak-âver, ne kadar cazibedar, ne kadar lüzumlu, ne kadar dehşetli hakaiki gösteren mesaili ispat eder. Bilirsin ki en ziyade insanı tahrik eden meraktır. Hattâ eğer sana denilse: “Yarı ömrünü, yarı malını versen Kamer’den, Müşteri’den biri gelecek; Kamer’de, Müşteri’de ne var, ne yok sana haber verecek. Hem doğru olarak senin istikbalini ve senin başına ne geleceğini gösterecek.” Elbette bilâ-tereddüt vereceksin.

Bak şu zata ki (asm) her haber verdiği şeyleri, ehl-i şuhud ve ehl-i ihtisas olan bütün