şerait altında beka-i uhreviye ve saadet-i ebediye için haşrin hadsiz esbab-ı mûcibesinden Muhammed aleyhissalâtü vesselâmın yalnız tek duası, cennetin vücuduna ve baharın icadı kadar kudretine kolay olan âhiretin icadına kâfi bir sebeptir, diye Mücîb ve Semî’ ve Rahîm isimleri bizim sualimize cevap veriyorlar.

Hem madem gündüz bedahetle güneşi gösterdiği gibi; zemin yüzünde, mevsimlerin tebeddülünde, küllî ölmek ve dirilmekte, perde arkasında bir mutasarrıf gayet intizamla koca küre-i arzı bir bahçe, belki bir ağaç kolaylığında ve intizamında ve azametli baharı bir çiçek suhuletinde ve mizanlı ziynetinde ve zemin sahifesinde üç yüz bin haşir ve neşrin numune ve misallerini gösteren üç yüz bin kitap hükmündeki nebatat ve hayvanat taifelerini zeminin yüzünde yazar, beraber ve birbiri içinde şaşırmayarak, karışık iken karıştırmayarak, birbirine benzemekle beraber iltibassız, sehivsiz, hatasız, mükemmel, muntazam, manidar yazan bir kalem-i kudret, bu azameti içinde hadsiz bir rahmet ve nihayetsiz bir hikmet ile işlediği gibi; koca kâinatı bir hanesi misillü insana musahhar ve müzeyyen edip tefriş etmek ve o insanı halife-i zemin ederek, dağların ve göklerin ve yerin tahammülünden çekindikleri emanet-i kübrayı ona vermesi ve sair zîhayatlar üstünde bir derece zabitlik mertebesiyle mükerrem etmesi ve hitabat-ı Sübhaniyesine ve sohbetine müşerref etmekle fevkalâde bir makam verdiği ve bütün semavî fermanlarda ona saadet-i ebediyeyi ve beka-i uhreviyeyi kat’î vaad ve ahdettiği halde, elbette hiç şüphe olmaz ki: Bahar kadar kudretine kolay gelen dâr-ı saadeti o mükerrem ve müşerref insanlar için açacak ve yapacak ve haşir ve kıyameti getirecek, diye Muhyî ve Mümît ve Hay ve Kayyum ve Kadîr ve Alîm isimleri, Hâlık’ımızdan sormamıza cevap veriyorlar.

Evet, her baharda bütün ağaçları ve otların köklerini aynen ihya ve nebatî ve hayvanî üç yüz bin nevi haşir ve neşrin numunelerini icad eden bir kudret, Muhammed ve Musa Aleyhimessalâtü Vesselâmların her birinin ümmetinin geçirdiği bin senelik zaman, hayalen karşı karşıya getirilip bakılsa haşir ve neşrin bin misalini ve bin delilini iki bin baharda (*) gösterdiği görülecek. Ve böyle

___

* Sâbık her bir bahar; kıyameti kopmuş, ölmüş ve karşısındaki bahar, onun haşri hükmündedir.