menfaatini mazarrat-ı umumiyede arayan ve istibdadı arzu edenler يَا لَيْتَنٖى كُنْتُ تُرَابًا demeye başladılar. Yeni Hükûmet-i Meşrutamız mu’cize gibi doğduğu için inşâallah bir seneye kadar تَكَلَّمَ فِى الْمَهْدِ صَبِيًّا sırrına mazhar olacağız. Mütevekkilane, sabûrane tuttuğumuz otuz sene ramazan-ı sükûtun sevabıdır ki azapsız cennet-i terakki ve medeniyet kapılarını bize açmıştır. Hâkimiyet-i milliyenin beraat-i istihlali olan kanun-u şer’î, hâzin-i cennet gibi bizi duhûle davet ediyor.
Ey mazlum ihvan-ı vatan! Gidelim dâhil olalım!
Birinci kapısı, şeriat dairesinde ittihad-ı kulûb
İkincisi, muhabbet-i milliye
Üçüncüsü, maarif
Dördüncüsü, sa’y-i insanî
Beşincisi, terk-i sefahettir.
Ötekilerini sizin zihninize havale ediyorum. Zira davete icabet vâcibdir.